Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

22 Ağustos 2011 Pazartesi

Uzun zaman olmuş...

Uzun zaman sonra bloguma girip ne var ne yok bir bakayım dedim. Farkettim ki 7 ay olmuş bakmayalı. Zaman çok hızlı akmış ve ben bunun farkına ancak varabildim. Çok yoğun bir süreç yaşadım. İşlerin yoğunluğu, ev halleri ve tabi ki hayatımdaki en büyük değişiklik olan kızımın olması bu zamanın akışın hissettirmedi bana.
Bir çocuk, insanın hayatını 180 derece değişirebilir mi?
Buna cevabım çocuğum olduktan sonra evet oldu.
Hayat baştan aşağı ondan ibaret olmaya başladı. Her anımızda o var. Her an onu düşünüyorsunuz. Burnu bile aksa panikliyorsunuz. Her an bir tedirginlik. Üzerine titremek demek bu olsa gerek. Ama çocuğunuzun bir anlık bir gülmesi bile yaşadığınız kötü anları baştan aşağıya silmeye yetiyor. Onu kucağınıza aldığınızda size gülerek bakması, eliyle yüzünüzü taraması ve sizi tanımaya başlaması, "baba nerde" sözünden sonra size dönüp bakması, size ait çok sevdiğiniz bir şeyin çocuğunuzun elinde saniyeler içinde parçalara ayrılması... Anlatacak o kadar çok şey var ki. Bunların hepsi size o kadar muzip, o kadar harika geliyor ki anlatmak imkansız hale geliyor.
Kızımın bazı yaramazlıkları da var elbet. Hiç yerinde durmuyor. Kafanızı bir saniyeliğine çevirseniz ortadan kayboluyor. Yemek yemiyor. Yüzünüzde çizikler muhakkak oluyor.  Uyumamazlık yapabiliyor. Geceleri 7-8 defa uyanabiliyor. Sabahın 5' inde kalkıp oyun oynayabiliyor.
Bunları herkesin yaşaması lazım. İnanın bu duygu farklı. Yaşayan bilir.

9 Ocak 2011 Pazar

2 lira...

Merhaba arkdaşlar,
Dün yaşadığım bir olayı size anlatmadan geçemeyeceğim. Grip olduğumdan, vitamin ihtiyacımı karşılamak için meyve almaya manava gittim. Siparişimi verip hazırlanmasını beklerken, bir kadın manava girdi ve manavcıdan dün manavın önünde gördüğü kararmış karnabaharları ne yaptığını ve eğer atmadıysa bunu kendisine vermesini istedi. Yaşadığım olay beni inanılmaz bir yıkıma uğrattı. Pazarların ve marketlerin çöplerinde sebze,meyve arayan insanları televizyonlarda görüyordum ama buna canlı şahit olmak insanı gerçekten yıpratıyor. Olayın akabinde manavcı, 1-2 saniye üzgün bir bekleyişten sonra adedi 1,5 lira olan karnabaharı, 3 tane alırsa kendisine 2 liradan verebileceğini söyledi. Bunun üzerine kadın cebinden çıkardığı bozuk paraları saydı ve kendisine verdi. Sonra kadın poşeti aldı ve evinin yolunu tuttu. Manavcı bana döndü ve bu olayın neredeyse hergün yaşandığın anlattı.
Eminim birçoğunu bu durum karşısında elini cebine atar ve o 2 lirayı verebilirdiniz. Ama kadın duruşu o kadar gururluydu ki eminim o parayı kabul etmezdi ve  teşekkür ederdi.
Kişi başına düşen milli gelirimizin 10.000 $ olarak hesaplanan memleketimizde, bu yaşanan olay halimizi iyi ortaya koymaktadır.
Başka söze gerek yok diye düşünüyorum...

7 Ocak 2011 Cuma

Garip Grip

Şu sıralar hastalıkla boğuşuyorum. Bir grip olmuşum ki sormayın. Benim gibi 1,87'lik dev adamı tutup yatağa atıverdi bu illet. 2-3 senedir hastalık nedir bilmezken bir anda nezle görünümü ile beni ters köşeye yatırdı ve mahvetti. Kızımın yanına bile maske ile gitmek zorunda kalıyorum ki ona da bulaşmasın.
Sonradan duydum ki çoğu kişi bu gripten muzdırapmış şu aralar. Dikkat etmek gerekiyor. Bilinçsizce kullandığımız antibiyotikler bu virüsleri daha da güçlü hale getiriyor. Sonra da bana olduğu gibi burnumdan tutup yatağa atıveriyor. Kaldı ki yanlış bildiğim ve yeni öğrendiğim bilgi var. Ben bunu daha önceden farketmemiştim. Antibiyotikler sadece bakterilere karşı işe yarıyormuş. Virüslere hiçbir etkisi yokmuş. Bazen de vücuda zarar verebiliyormuş.
Bilginize.